Peygamber Efendimiz'in doğduğu gece dünyâda fevkalâde hâdiseler oldu. Şöyle ki:
O devrin en büyük devleti Kisrâ'nın sarayında, mimarların mühendislerin yıkılmaz diye rapor verdiği ondört sütun çöktü.
Sâvâ gölü kurudu.
Mecûsîlerin uzun müddetten beri sönmeden yakıp tapındıkları ateşgedeleri söndü.
Müşriklerin Kâbe üzerine koymuş oldukları putlar devrilip kırıldı. Onların, hâşâ, Allah diye tapındıkları putları küp kırığına dönmüştü.
Bütün bunlar çok mühim bir şeye işâret ve beşâretti. Çünkü, Hak gelmiş, bâtıl zâil olmuştu. Hakkı telkin ve tebliğ edecek olan Kâinâtın Efendisi, Peygamberler Peygamberi, Fahri âlem, Muhammed'ül Mustafa (Sallallahu Aleyhi Wesellem) doğmuştu.
Gerçekten ilerde İran'ın saltanatı yıkılacak, Bizans İmparatorluğu dağılacak, putperestlik sönecek, küfrün bataklığı kuruyacaktı