Gönderen Konu: Seni Çok Özledik ATAM [ 10 Kasım 193∞ ]  (Okunma sayısı 3477 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı nesliyaren

  • Usta Kampanyacı
  • *****
  • İleti: 4085
  • Allah hikmeti dilediğine verir.
Ynt: Seni Çok Özledik ATAM [ 10 Kasım 193∞ ]
« Yanıtla #10 : 10 Kasım 2013, 20:36:45 »
ATATÜRK'ÜN HAYATLA MÜCADELESİ 57 gibi erken bir yaşta vefat eden Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne neden olan hastalık siroz olabilir. Fakat siroza yakalandığında ve bundan önce çeşitli sebeplerden birçok hastalıkla mücadele etti ve onları yendi. Beş kardeşinden Makbule (Atadan) hariç, dördünü erken yaşlarda kaybettiği düşünülürse (Fatma 4, Ahmet 9, Ömer 8, Naciye 12 yaşlarında), Atatürk’ün hayatla kavgası daha iyi anlaşılabilir.

DİFTERİ Kardeşleri Ahmet ve Ömer gibi küçük yaşta difteri-kuş palazı geçirdi. Kardeşlerinin aksine hastalığı atlattı.

SITMA 1896’da girdiği Manastır Askeri İdadisi’nde etkisini hayat boyu taşıyacağı sıtmaya yakalandı. Çanakkale Savaşı’nda, Samsun’a çıkarken ve Sivas Kongresi sırasında nöbet geçirdi. 20 Eylül 1919’da Sivas’ta görüştüğü Amerikan Heyeti Başkanı General Harbord anılarında “Elinde durmadan tespih çekerdi, sonradan öğrendim ki bunun sebebi yakın zamanda sıtma nöbeti geçirmesi ve yüksek ateşli olmasıymış” diye yazmıştı.

GÖZDE HASAR 16 Ocak 1912’de, Libya Derne’de toz bulutu içinde kaldı ve gözüne kireç parçası girdi. Hastaneye yattı fakat tamamen iyileşmeden cepheye döndü. Savaş şartlarından ötürü Mart’ta rahatsızlık tekrarladı. Kasım’da Viyana’da muayene olup başarılı bir müdahale geçirmesine rağmen sol gözünde şaşılık kaldı.

BÖBREK RAHATSIZLIĞI 20’li yaşlarının başında hayatının sonuna kadar devam edecek ağrılı, sık idrara çıkmaya yol açan, ateş yapan, bazen titreme ve terlemeye neden olan pyelonefrit’e yakalandı. Sürekli böbrek sancılarından ötürü Haziran 1918’de Viyana Cottage Sanatoryumu’nda, ardından Karlsbad’da kaplıca tedavisi görse de, tamamen atlatamadı.

KABURGA KIRIĞI 12 Ağustos 1921’de Polatlı’da cephede attan düştü. Üç kaburga kemiği kırıldı fakat tam iyileşmeden 17 Ağustos’ta cepheye döndü.

KULAK EGZAMASI Gençliğinden itibaren kulak egzaması vardı. Kulak ağrısı, Haziran 1926’da Bursa’da nüksetti. Bu sebeple zaman zaman kulağında iltihaplanma oluyordu.

KALP RAHATSIZLIĞI Kasım 1923’te savaş sonrasında ve Mayıs 1927’de Nutuk’u hazırlarken çok çalıştığı günlerde kalp krizi geçirdi. Ankara’ya davet edilen iki Alman doktor kahve ve sigaradan uzak durmasını tavsiye etti.

ZATÜRREE 22 Kasım 1936’da ve 7 Şubat 1938’de iki defa zatürree teşhisi kondu. O dönemde özellikle penisilin gibi antibiyotiklerin bulunmadığı düşünülürse bir yandan karaciğer hastalığı ile uğraşırken zatürreeyi yenmesi önemliydi.

KARACİĞER HASTALIĞI 22 Ocak 1938’de siroz teşhisi kondu. Ve hastalık ilerledikçe kaşıntı, burun kanaması, bilinç kaybı, geçici hafıza kaybı yaşadı. Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anıyoruz. (15 Kasım 2009 tarihli Newsweek Türkiye'den, Sayı 55.)
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!

Çevrimdışı fusterous

  • Usta Kampanyacı
  • *****
  • İleti: 1303
  • Kazanamazsak Kader, Kazanırsak Zafer.
    • hepsiburada
Ynt: Seni Çok Özledik ATAM [ 10 Kasım 193∞ ]
« Yanıtla #11 : 10 Kasım 2013, 20:47:55 »
Mekanı cennet olsun Atamızın, kendisini saygı ve minnetle anıyoruz.

Çevrimdışı mor menekşe

  • Usta Kampanyacı
  • *****
  • İleti: 1374
Ynt: Seni Çok Özledik ATAM [ 10 Kasım 193∞ ]
« Yanıtla #12 : 10 Kasım 2013, 21:53:38 »
Mekanın Cennet Olsun Atam,Kendisini Şükran Gurur ve Özlemle Anıyoruz...





Çevrimdışı nesliyaren

  • Usta Kampanyacı
  • *****
  • İleti: 4085
  • Allah hikmeti dilediğine verir.
Ynt: Seni Çok Özledik ATAM [ 10 Kasım 193∞ ]
« Yanıtla #13 : 10 Kasım 2013, 22:18:31 »


Atatürk'ün İzmir’de Halk İle Bir Konuşması:

"İzmir kırk asırlık bir ata yurdudur İzmir bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coğrafî konumu dolayısıyla ekonomik ve siyasî çok büyük bir öneme sahiptir İşte bundan dolayıdır ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düşmanların herşeyden evvel bakışları bu tarihî, bu mühim beldeye döner Nitekim düşmanlarımız en evvel burasını işgal etmişler, ondan sonra daha doğuya ilerlemişlerdir…"
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.
Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!

Çevrimdışı aylean

  • Usta Kampanyacı
  • *****
  • İleti: 7766
Ynt: Seni Çok Özledik ATAM [ 10 Kasım 193∞ ]
« Yanıtla #14 : 11 Kasım 2013, 14:20:15 »
Ulu Önder bildiğiniz gibi keskin zekalı ve çok hazır cevap bir lidermiş.Fakat hayatında bir kez dahi olsa ,birine verecek cevap bulamamış.
Gazi birgün Mersin'e gitmiş.Arkadaşlarıyla beraber ilçelerinde,köylerinde inceleme yapıyormuş.İlçenin birinin çok güzel arazileri varmış.Gezintiye çıkmışlar.Paşa sormuş
-Burası kimindir
_Yorgo'nundur Paşam.
Biraz daha yürümüşler.Paşa yine sormuş.
_Burası kimindir?
_Zeryan'ındır Paşam.
Paşa biraz sinirlenmiş.Az biraz daha gitmişler.
_Ya burası kimindir?
Köylüler çekinerek,
_Nikonundur Paşam.
_Yahu Sizin bir yeriniz yok mudur?
Köylüler gözlerini yere eğer.İçlerinden biri başını kaldırır,ve Gazinin gözlerinin içine bakar.Ve şunları söyler:
_Yoktur Paşam.Türk'ün yoktur.Biz o zamanlar Çanakkkale'deydik.Biz o zamanlar Galiçya'daydık.Biz her yerdeydik paşam.Vatanımız için savaşıyorduk.
_Gazi hiç birşey söyleyemez.Gözlerinden yaşlar akar.Köylüye sarılır.
Kül kadar etkisi olmayan insanların,kendisini ateş sanması ne garip...